Elma Pembesi..

Belki ortayı hiç bulamadım bu hayatta..Belki de tam ortadındaydım..Eskiyle yeni gibi..Siyahla beyaz gibi.. Kim bilir belki de kırmızı gibi tam ortasında herşeyin. İşte tam orada derinden sevdalı olmak ve derinden nefret etmenin ortasında duruyordum öylesine kayıtsızca. Sanki yolumu kaybetmiş olmanın karmaşasında beş duyumuda kaybetmiş gibi tatsız ve ruhsuz bir o kadar da ruhsuz bakıyordum şehrin ortasından akıp geçen nehre. Seni düşündüm derinden eski zamanlarda ki hatunların eteklerini sürüyerek yarım penny verip geçtikleri bu köprünün tam ortasında. Hafiften elma pembesine çalıyordu gökyüzü ve güneş şehrin bir tarafını ısıtıyordu çocuk sıcaklığında tıpkı senin gözlerinde dolaşan çocuklar gibi. Gülücük kondurdum dudaklarımın kenarına biraz buruk ve soğuk içimde ki fırtınalara aldırmadan. Çok geçmeden fırtınalar yine haber vermeden alıp götürdüler beni uzaklarda ki başka bir şehre. Ve ben ayaklarım donarken başka bir şehirde yine nefret ettim senden o uzaklarda ki şehirde....